Allach'hin Kadınları
Sen misin Çocuk?
1.bölüm)YAŞANMIŞ BİR HİKÂYEMİZ VAR...
ALLACH'IN KIZLARI.
(Allah'ın (yaratık) Kızarı)
ALLACH,MÜNİH'TE BİR SEMT,KASABA.
KROSMEIFEI'DA DİZEL LOKOMOTİF ve LEOPAR TANK'I ÜRETİLİYORDU.
MTU'DA İSE;(uçak (uzay)motoru üretir ve MAN (kamyon TIR,otobüs) ÜRETEN FİRMALAR VARDIR.
Bahçede oturmuş,bir yandan kahvesini yudumluyordu...
Durdu,daha sonra,başını gök yüzüne çevirdi...
Gökteki bulutları üçan kuşları,kelbekleri seyretti.
Sankı uzaklardan bir haber,birilerini bekler gibiydi...
(Şair'in, " mevsimler,renkten renge büründü,sen hâlâ geleceksın!
Birilerini terk edip,belliki gelemezsın!",mısralarında dediği gibi.)
Memleketı,Hırvatistan(Korazien/Hırvatiska,Çakoviç'deki anne ,babası yaşıyorsa onları,yada yakınlarını hatırlıyor,onlarla konuşuyor gibi,düşünüyordu,kimbilir...
Karşıki evden,frau(bayan) İda, seslendi;
"..hayırdır bügün yanlızsın? ".
"Hadı gel,sana bir kahve yapayım!"..
"Rahatsız etmeryeyim,bazan yanlızlığa da ihtiyaç vardır."
"Yo gel,hemen bir kave yapayım. Yanında karapfen,pasta mı istersi.?"
"Fazla kilo aldım,Amalya'cığım,sadece kahve alayım."
Amalya;
"Bazı erkekler,etli,bütü kadından hoşlanır İdacım.”
İda;
"... amaan,öyle erkeklerin canı cehenneme.Onları çekemem!..".
Gülüştüler.
TELEFONUN SESI
Telfonun sesi duyulunca,"İda'cacim müsadenle!”
"Aaa ne demek,müsade senin!..”
Amalya ahızayı kardırdı...
"Merhaba,meine evige liebe(ebedi sevgili,aşkım)gagosi Amalya?,ben Ali.."
"Sen misin çocuk?"
"Evet benim,seni rüyamda gördümde,bi telefon edıp hal hatır sorayım,dedim!"
"Schon wider,gene mi rüyanda gördün çocuk?"
" ...Evet!.Yakında göremiyorum,barı rüyada sarılıp koklaşalım dedik!.."
Epeyce telefonda konuştular.
AMALYA,ALİ'YE "ÇOCUK" DİYE HİTAP EDERDİ
Asağı bahçeye indiğinde,İda;
".. hayırdır,bir yaramzlık yok ya?.."
"Hayır!..eski bir tanıdık,bana evige liebe Amalya,diyor,rüyasında görmüş beni."
İda," Ah!.. nerde o günler,bana da birileri bu sözleri söylese",şeklinde serdenişte bulundu.
KÖPEK,"BENİ NEDEN YANLARINA ALMAMIŞLAR" DİYE HAYIFLANIYORDU.
Karşıdan,bahçe içinde,İda'nın fino köpeği,”..hav havv!”.. Haflamaya başladı.
İda,"..last du uns rühe dep/ Bizi rahat birak kaçık."...
Fino Köpek;" hav hav hav!.."
KÖPEK DEDİKTE,KUDUZ KÖPEK'ĞI HATIRLADIK
Ali,karşı bahçeli evdeki köpeğe,yandan taş atınca,köpek başlardı havlamaya.
Kimse fark etmeden köpeğe küçük bir çakıl taşı fırlatırdı.
Köpek,hav hav!"
Frau(bayan) Müller," delirdinmi sen,Ali'yi tanımıyorsun!"
Köpek,”hav hav hav!..”.
Ali Türkiye'ye arabayla giderken,frau Müller,arkasında su serperdı. Bu Türk adedini,Türklerden öğrenmış olmalıydı.
Yanında ustu açık garajlı,tekkatlı ev (Voherstr.14,Allach)Müler'in birlikte yaşadığı dostu Yugoslav'a kalmıştı.
BU BAHÇELİ EVDE,(Vorherstr.14)YOGOSLAV DOSTU İLE KALIRDI.İDA MÜLLER ÖLÜNCE EVDE ONA KALMIŞTI.
KARŞIKI EVDE ALİ (3 katlı) ve ÜNVER İLESİ KALRDI.BURASI BÜTNER WİLHELM'E AYITTI. BİR ALMAN'A SATMIŞTI.
ALİ,BÜTNER'İ ARADI BULAMADI.
(Tarbzonlu mimar Ahmet Akyüz,A.Fındık,da çok zaman Ali'nın yanımda kaldılar. Akyüz'le,facebook'ta mesajlaşıyorlar.)
AHMET AKYÜZ ve RİZE PAZARLI NEJDET DURDUN BİRLİKTE,MÜNİH,FACH HOSCHU'LEDE TAHSİL ETMİŞLERDİ. İKİSİDE İNŞAAT MÜHENDİSİ OLMUŞTU.NEJDET,KASSEL'DE İKAMET ETMEKTEDİR.
AKYÜZ DA KESİN DÖNŞ YAPMIŞ,TRABZON'DA...
BELGİRAT DAĞLARI'NDA
NEJDET'İN BABASI,ALİ'YE BİRKAÇ DEFA MEKTUP YAZMIŞTI.
Kaş kıyamet,Nejdet,israrla Ali'ye,
"Annem sana ne dedi?"
"Oğlum uykusuz,arabayı sende sür"...
Nejdet hâlâ israr ediyor...
Arabadan indiler,kiş sadece karların aydınlığı...
Ali," ben seninle gelmiyom,sen git!.."
Nejdet,gitti,epeyi sonra yeniden geriye döndü.
Ali ona 10 bin DM.kredi çekip Türkiy'e gitmişlerdi,WV arabanın kaluferleri çalışmiyor,bacaklarına battaniye sarmışlar öylece yol alıyorlardı.
Nejdet'in babası İsmail rahmetlisi de Uluslar arsı TIR şöförü idi. Münih'e geldiğinde Ali ile buluşmuş,oğlunu arıyorlardı.
Nihayetinde Münih'e gelmişlerdi.
Ali içinden," Bir daha,Nejdat'le yolculuk mu?..tövbelerin töbesi olsun!."
Nejdet,evhamli biriydi.Nejdet'le Ali'nin hikâyesi çok uzundu ya kısa kesiyoruz.
İDA'NİN KÖPEĞİ
İda'nin köpeğ deyince,Hemşin Yeniköy'de,o zamanlar Hemşin Nahiye idi.
Ali'nin süt kardeşi Abdurrahman Saatçi(Solada,1./Allah rahmet eylesin) ile,çayırlığın su kanal, ğerklerini açmaya gitmiştiler,molada oturuyordular,baktilarki beyz bir fino köpeği geliyor.
BELGİRAT DAĞLARINDA KIŞ,KAR VARDI
" Tamam bunu alıp,eve götüreyim,"dadi Ali.
Köpeğe elinı uzattı,elini kaptı,ağzından elini kurtarmaya çalışırken,köpekle yerde boğuşuyordu.
RAHMETLİ A. SAATÇİ (alt ta,sağda 1.)ve KASIM ve KIRIMLI ANNESI (resimler;M.Ali)
Bu arada,Apo'da,gülmekten kıvranıyordu. Nihayetinde Ali elini kurtarmıştı.
Bu köpek bir kadını da ısrmıştı.
(ABDURRAHMAN ve RAHMETLI MEHMET YILDIZ'IN (yaşnmış)BİR HİKÂMİZ VARDI ANKARA ZİYERETİ'NDE)
Bir erkeğide ısırmaya çalışırkan,adam tabancasıyla öldürmüştü.
Fino köpek, Sihiyye'de doktor Osman'nin mış.Bu kuduz hastalıklı köpeğin ısırdı kadın ölmüştü.
Anam Ayşe'de küplere bınmışı. Tâ Tarbzon'a gitmiştiler, koca koca iğneler olmuştu. Kuduz hastalığı talebelere geçer diye,okulada gidemiyor,almiyorlardı.
Ali,o zamandan beri iğne,aşı olmayı nefret ederdi.
40.gün olunca sabaha kadar uyutmadılar, kıramofondan müzik dinletmişlerdi.
Dahası da var,yeni başladık.
Devmi var.
(Pofil resim;rahmetli Ahmet Koç ve A.Fınfık.)
Mehmet Ali, Münih/ 4.9.2022
0 Yorum