Benim Prensim
Ağlamaklı adeta yalvarıtordu
7.bölüm)BENİM EGOİST PRENSİM!
Nerde ise her sabah,işyerinde soyunma odasında Ali' yı bekler, ağlamaklı," ..Hadı kaçalım buradan!"
"Sen delirdinmı iki çocuğunvar,bu rezilliği asla yapamayız!"
AĞLAMAKLI YALVARIYORDU
"Hayır,böyle yaşamaktan bıktım, dayana mıyorum sensiz yaşayamam!"
Haftalarca aynı sözler, devam etti.
Amalya'da işin farkına varmıştı.
Ali'ye,"Senin yerinde olmak istemezdim!"
"Haklısın,sende görüyorsun?!"
Ali,anladıki bu fırmadan ayrılmakta hayır vardı.
Ali'nın gönlü Amalya'da,Karın'nın ki ise,Ali'de...
Amalya,Ali'den uzun boylu biri.
Olabilirdi de,Ürdün Kralı Hüseyn kısa hanımı uzundu.
Ali kral olmadığına göre...
İşin aslı,Amalya ile olmazdı. Çok şeyleri farklıydı.
Ali,maister izinde iken,bir anda çıkışını vermış,MAN fırmasına geçmişti.
Elktrikçi olarak işbaşı yapmış,burda 6 yıl çalışmıştı.
Ahmet Koç'uda burada tanışmışlardı.
Koç,boyacı bir firmada (Maler Maister) çalışıyor,burada boya işlerini yapıyordu.
BİR ÇOKLARINA AMCA,BABALIK YAPMIŞ OLAN;MALER MAİSTE AHMET KOÇ
Ali, Amalya'ya tembih etmesine rağmen,Karın,bunları Amalya'dan öğrenmişti.
KARIN'NIN MEKTUPLARI
Karın,oraya mektuplar yazıyıyor," mektuplarımı okuyunca,lütfen yırtıp ativer.",şeklinde not,tembihleri vardı.
Yıllarca bu mektuplası sakladı,daha sonra yırtıp attı.
Sabahin erken saatinde,Pete-Müllerstr.deki odasına doğru pisikleti ile ilerliyordu.
Bu kadından kurtuluş yoktu.
KADIN İSTERSE...
Kalkmış,ayak üstü birşeyler atıştırıyordu, kapının zili üst üste acı acı çaldı.
"Sabah sabah kim ola?"
Kapıyı açtı,kapı açılır açılmaz Ali'nın boynuna adeta atladı,sarıldı...
Ali,birileri görür,rezil oluruz diye,onu hemen içeri aldı.
"Sana anlatacaklarım var".
"İşe gitmiyor mu sun?."
"Hayır bugün izine ayrıldım,doktora gideceğim".
"Ya çocuklar?"
"Onlar uyuyorlar.".
"Yaptığın bu çılginlik,sana ilerde vijdan azabı çektirecek.!"
"..Umrumda değil.!"
Ali, firmaya telefon etti,birkaç saat geç geleceğini söyledi.
"Hadı geç kahvaltı et!"
"Ben kahvaltı yapmaya gelmedim!"
Kadın çıldırniş bir halde,üstündeki gömleğin düğmelerini tek tek söküyor,gömleğini bir kenara fırlatıyor... Daha sonra südyenini, eteğini,dönünü...
Ali'ye ateşli şekilde sarılıyor.
"Ben senin örös..um!"
ÇILDIRDIN MI SEN? UTANMA YOK MU SENDE?!
"Böyle deme,yarın utanırsın!.."
"Evet çıldırmışım,delirdim,bunun süçlüsü sensin!"
"Ozaman tedavi olmanlazım,hemen hastahaneye yatmalısın!"
"Doktoruna git,buhrandayım,de,pisikolojık destek versin."
"Hemen şimdi!"
40 50 yaşlarında bir kadın,gerçekten üzücü.
AŞKIN GÖZU KARA,KÖRMÜYDU? YOKSA NEFİS BUHRANI MI?
Aşk,sevgi bumuy du?
Sevmek,yeterli değildi,sevilmekte olmalıydı.
Birde dengi dengine olmasında fayda vardı.
AMALYA HAJDİNJAK
Amalya,Arnavut Sami adında(memleketinde evli) evlendığını duydu.
Haberleri,Manisalı Sami Hasanamutlu'dan alıyordu.
Ali,çok üzlmüştü, haftalarca geceleri gözüne uyku girmemişti.
Sami,MAN'da kaynakçı olarak çalışıyordu.
O da,porestat kanserinden ölmüş,Amalya dul kalmıştı.
Onlardan Nives adında kızları vardı.
Nives iki evlilik yapmış,torunları olmuştu.
Hatta,duyduğumuza göre tornundan bir çocuğ varmış.
Dans kursundaki hocası,işi bitirmiş.
ŞİMDİ ŞAİR'İN MISRALARINA KULAK VERELİM.
"Sevilmeden sevmişiz,sevgimizi israf etmışız!"
DEVAMI YARINA.
ŞAİR,YAZAR ALİ,DOKTOR(Dr.)ANNELİSA İLE NİŞANLANIYOR
Mehmet Ali,Münih/18.09.2022
0 Yorum