Gönlümün ne istediğini
Hâlâ meramımızı anlatabilmiş değildik.
BUMCA YIL ÇALIŞTIK,BAŞIMIZI SOKACAK BİR ODAMIZ OLMADI.
6.İnsanın sevdiği bir ev olunca,kendisine mahsus bir hayatı da olur.
7.Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir.
Şu veya bu şekilde...
Fakat,daima ödersiniz. Hiçbir şey olmasa,bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.
8.Fikirlerimiz,onları taşıyacak kudrette olduğumuz nispette bizimdirler.
9.Sevginin,merhametin eşiğini atlayanlar ıstırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler.
10.Dinlemesini biliyorsun, ki bu mühim bir meziyettir.
Hiçbir işe yaramasa bile insanın boşluğunu örter, karşısındakiyle aynı seviyeye çıkarır!
(...) Damdi Tampinar'dan,sağda.
YILLARDAN BERİ YAZIP, ÇIZIYORUZ DE...
Yinede meramımızı analatabilmiş değildik.
Nerde ise her gün,bir gazete alıp okuruz.
Bunca kitaplar da,cabası...
Yinede,kendimi avutmuş,tatmın etmiş değiliz.
Yıllardan beri de,iyi kötü bir şeyler yazıyoruz,bu yazdıklarımız beni/bizi/ maalesef tatmın etmiyor.
Bazen,yaz gününde,kışı,kışın de,yaz aylarını yaşar gibiyiz.
Mevsimler,benden memnun değil,ben de onlardan...
Bunca kalabalıkların içinde,yapa yanlız olduğumu hissederim...
Bunca,arkadaş,dostlarda yok,uzaklarda.
Onlarda kendi dert,işleri ile meşkullar artık. Başkalarıyla ne temaşa,nede,gidip,gelmeler.
Bayramdan bayrama gelen kartpostaları da kesildi artık...
* Elbette yazacaklarımız bu kadar değilde anlatmaya çalıştığı o sıırlı sözleri bulamıyoruz.
Nerlerde saklanmışlar,hangı dağın,tepenın ardından bizleri izliyorlar...
Nicelerine,yol,rehper olan Flojoflar da, sonun da bizim yanlızlığımız gibi,ömrün, hayatlarının son demlerini yaşarlardı.
* * *
Filojoflar,“ Hiç bir şey bilmediğimin, farkındayım“,demekle,neyi ima,kast ettiğini,dolaylı yoldan aktarmata çalışır.
* * *
Bunları anlamak,kavramak içinde,Filojof olmak gerekmezdi.
Bir kaç günlük gazete,bir kaç kitap,yeterli olurmuydu,bilemiyoruz...
BEKLETTİĞİN YETMEZ Mİ?..HADI GEL!.
Mevsimler renkten renge girdi,sen hâlâ geleceksın.
*Ha geldi,ha gelecek,dort gözle,sevgilisini bekleyen,
Barajlar kurumuş,yağmur bekleyen kuru toprak,
*Yusufiye'den çıkacağı günleri bekleyenler,
*Kaybolan yavrusunu arayan,kedi,köpekler,
*Duygularını yansıttığı taplada ressamın biri...
*Evlatlarından,mektup bekleyen,ana-babalar...
*Arzuhalçıya bir dilekçe yazdıranlar,
(Resmi binaların önünde,daktılolu,arzuhalcılar da kalmamışyır ya.)
*Bizum Oflu Hocaya,nuska yapturanlar,
*Yol kenerında,fal bakan Romanlar da...
*Bizdeki,o "ego“yu,uslandıramamış,sindirememiştik.
* Biz,arayış içinde bir bilim adamı gibiydık.
*Hasretini çektiğimiz,o meçhula kavuşmuş değildik.
*Bu hayatın,ne içinde,nede dışındaydık.
*Maalesef, ve de,velâkin hâlâ o laki...
Hayat devam ediyordu,biz hâlâ kendimizi teselli edememiştik!..
* Şair, "Hayatı fazla ciddiye almayın,nasıl olsa içinden sağ çıkmayacaksınız!“,der.
* * *
Martılar uçuyordu,soğuk dağ,nehirlerin üstünden.
Ruzgâr alabildiğine esintili,meltem gibi...
Bölünmeden,kırıp dökmeden,savaşmadan bir arada yaşamaya tahamul etmeliydik.
İstemesekte,ölüm bizi takıp ediyor,adeta bizi avlama peşindeydı...
Bu zorlu,virüslü süreç,günlerden savaşarak değil,yardımlaşarak çıkacağımızı unutmamalıydık.
* * *
Yıllar geçtı,ne meşür bir şair,nede yazar olamadık.
Bazen,biz yazdık,biz okuduk...
..ve hâlâ,kendimizi tatmin etmiş,rahatlatmış değildik.
* * *
Bizi ancak,kara toprak mı tatmin edecek, rahatlatacak,doyuracaktı,kim bilir.
" Siz ölümü tatmadan,ölü gibi yaşayın",tavsiyesinemi,uymalıydık.
Bir vesile,sıhatlı,mutlu,saadetli,nice yıllar temenisi ile...
Mehmet Ali /Münih,23.12.2020
0 Yorum