Stalin'ın kaddarlığı
Kafkasları kana buluyan kömünist Rusyası
Stalin,haberini Hürriyet Yazarı İlber Ortaylı Tekzip Etti
Hürriyet gazetesinin 29 Eylül 2020 tarihli sayısında manşete taşınan Stalin haberi, gazete yazarı İlber Ortaylı tarafından tekzip edildi.
Fotoğraf: Wikimedia Commons
GÜRCÜ ASILLI,KADDAR STALİN
Hürriyet gazetesinin manşetinde yer alan ve Dağlık Karabağ'da (bugün) yaşanan olaylardan, Stalin'i sorumlu tutan haberi Hürriyet Gazetesi Yazarı Tarihçi İlber Ortaylı tekzip etti.
KARABAĞ'DA STALİN FİTNELİĞİ.
SADECE KARABAĞ DEĞİL,BÜTÜN TÜK DÜNYASINA BELÂ OLMUŞTU, KÖMÜNİST RUSAYA (yhy)
Gazetenin 29 Eylül 2020'de birinci sayfasında “Stalin’in kanlı mirası” ifadeleri manşete taşınmış ve Dağlık Karabağ sorunundan Stalin sorumlu tutulmuştu.
Stalin dönemine ilişkin şu ifadeler yer almıştı;“Karabağ sorunu 1921 yılında dönemin Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin tarafından ateşlendi. Gaddarlığının yanı sıra insan psikolojisinin sarrafı olarak da anılan Stalin, yapısı ve gelenekleri itibarıyla merkez Moskova yönetimine itaatkar olmayan Kafkaslardaki Azerbaycan ile Ermenistan’ı ‘böl ve yönet’ taktiğiyle dizginleme yolunu seçti. Sovyet Politbüro kararıyla Azerbaycan toprakları içinde Ermeni ağırlıklı Karabağ Otonom Bölgesi oluşturuldu. Ermenistan içinde ise Azerbaycan Türkü ağırlıklı, Türkiye sınırındaki Nahçivan Otonom Bölgesi ilan edildi. Stalin’in planına göre komünizm ideolojisini hayata geçirme konusunda istekli olmayan iki Kafkas halkı, milliyetçilik üzerinden hareket edilerek dize getirilecekti.”
Dağlık Karabağ sorununun tarihini köşesine taşıyan Hürriyet Yazarı ve Tarihçi İlber Ortaylı ise 29 Eylül’de yayınlanan haberde Stalin'e ilişkin yer alan bilgileri tekzip etti.
Karabağ'ın demografisindeki değişimin 19. yüz yılda Osmanlı'dan Rusya'ya yaşanan Ermeni göçü nede niyle yaşandığını ifade eden Ortaylı, “19. asırda Osmanlı İmparatorluğu'ndan Rusya'ya Ermeni göçü başlayınca bunların bir kısmı Karabağ’a yerleştirildi, bu, 1828 Türkmençay Antlaşması sonrasıdır. Bugünkü Azerbaycan Cumhuriyeti yani İran şahlarının kuzey kesimini kontrol ettiği İran bölgesi, bu antlaşmayla birden Rusya’nın eline geçmişti. Nüfus hareketlerinin kontrolü tamamıyla Rusya İmparatorluğu’nun bürokrasisine bağlıydı ve Çarlık bürokrasisi nüfus hareketlerini gerçekten etkin bir politika için kullanmayı biliyordu. Çarlık, bütün imparatorluklar için kaçınılmaz olan bu politikayı en fazla uygulayanlardandır” dedi.
ORTAYLI, ÇÖZÜM SOVYET ANAYASAL SİSTEMİNDEKİ BİR İMKANDA BULUNDU
Lenin ve Stalin dönemindeki Karabağ’a da değinen Ortaylı, “1920’den itibaren Lenin döneminde Karabağ, Sovyet ileri gelenleri arasında yer alan Ermeni komünist lider Anastas Mikoyan’ın Merkez Komite’ye verdiği rapor ölçüsünde Azerbaycan’la birlikte mütalaa edildi. Sovyetler ve genelde Stalin devrinde Karabağ bölgesi Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’ne bırakıldığı halde Sovyet Azerbaycanı bölgede iddia sahibi olan bir Ermeni azınlıkla karşı karşıya geldi. Bazı şeyleri doğru söylemek lazım: Stalin çokça tekrarlandığı gibi Ermenileri çok kullanan bir siyasi kişilik değildir. Bununla birlikte çözümü Sovyet anayasal sistemindeki bir imkânda buldu. Azerbaycan Sosyalist Cumhuriyeti’nin otonom muhtar bölgesi olarak Karabağ, Ermeni ve Azerbaycan Türklerinin ve tabii Rusların da etkin olacağı bir yönetimle düzenlendi” dedi.
GERİLİM GORBAÇOV'LA BAŞLAMIŞTI
Ortaylı,Dağlık Karabağ geriliminin Gorbaçov döneminde başladığını ifade ederek;
"Gorbaçov'un yeni Rusya'sında ve ardından Sovyetler’in dağılmasıyla kıyamet de koptu. Ermenistan,Karabağ'a müdahale etti. İlk anda Karabağ ve Azerbaycan direndiyse de ve hatta Ermenistan'la artan bir nüfus mübadelesi söz konusu olduysa da olayların gösterdiği gibi yeni Rusya Federasyonu'nun Ermenilerin tarafını tuttuğu görülüyor” dedi.
Mehmet Ali/Münih.04.10.2020
Yazar Hakkında
Mehmet Ali Yeniyurt Diğer Makaleler
- 17 Ağustos 2024 14:23 - TC.Adalet Bakanlığına
- 11 Ağustos 2024 13:17 - Mollalarla bu iş yürümez
- 07 Temmuz 2024 18:06 - Hüsrana Uğradık
- 01 Nisan 2024 13:48 - Türkiye Tercihini Yaptı
- 13 Ocak 2024 20:57 - Canavar İsrail'e kim dur diyecek?
- 08 Ekim 2023 12:16 - Doğu'da Tansiyon Yüksek!..
- 14 Ağustos 2023 10:47 - Her nefis ölümü tadacaktır
- 28 Temmuz 2023 20:48 - Unsere Kinder
- 02 Mayıs 2023 10:59 - Yaşayana değil,yaşatana bak
- 09 Şubat 2023 18:36 - Deprem,Asrin Felâket
- 26 Ocak 2023 15:41 - Kul Hakkı
- 26 Aralık 2022 13:34 - Dinimiz İlimi teşfik eder
- 19 Temmuz 2022 13:01 - Yaşanmamış Hayatlar
- 08 Mayıs 2022 13:39 - Sahte Müslümanlar
- 24 Şubat 2022 14:37 - 3.dünya savaşı çıkarmı?
- 31 Aralık 2021 19:36 - Ömür Dediğin Nedir
- 28 Nisan 2021 19:40 - Tom Ellias'in yorumu
- 25 Nisan 2021 16:10 - Ermeni Meselesi
- 06 Nisan 2021 20:24 - Montrö Anlaşması
- 05 Nisan 2021 06:50 - 20. yüzyılın başlarında Türkler
- 23 Ekim 2020 20:33 - Şapka için idam edilenler
- 04 Ekim 2020 18:58 - Stalin'ın kaddarlığı
- 02 Ağustos 2020 07:56 - Ayasofya'daki gizemli yazı
- 13 Temmuz 2020 22:32 - Şartmıydı
- 10 Haziran 2020 05:05 - Ayasofya tartışması
- 30 Mayıs 2020 00:15 - Temelin Fikraları
- 20 Nisan 2020 14:09 - Gidenler dönmüyor geri
- 08 Mart 2020 00:17 - Duygularımıza da mı virüs...
- 07 Ocak 2020 20:47 - Akıl dengenin sorgulanması
- 01 Ekim 2019 01:20 - Arzuların Serdenişi..
- 15 Eylül 2019 23:03 - Flüchtling/ mülteci meselesi
- 04 Eylül 2019 01:31 - Hüseyin Kâzım Kadrı'nın
- 31 Ağustos 2019 10:06 - Mutlu Yalanlar...
- 20 Temmuz 2019 00:50 - Gurbet denilen şey,"Yadel"
- 13 Temmuz 2019 03:10 - Mehmed Giray Han ve de...
- 11 Temmuz 2019 23:52 - Bir hikâyemiz var...
- 07 Temmuz 2019 21:20 - Nerde o eski arkadaş,dostluklar?
- 31 Mayıs 2019 23:31 - Avrupa'ya göçün...
- 25 Mayıs 2019 09:59 - Fransız yazar Roger Garauday